Aşkı Seçerken Geçmişi Seçmek
“İnsan sevdiğinde, aslında kimi sever?”
Bu soru ilk bakışta romantik bir merak gibi görünse de psikanalitik bakış açısından çok daha derin bir yapıyı işaret eder. Aşkı seçerken kimi seçtiğimiz, neye çekildiğimiz ve hatta neden aynı döngüleri tekrar ettiğimiz… Tüm bu sorular, Freud’un ödipal kuramıyla yeniden anlam kazanır. Çünkü psikanalize göre, sevme biçimimiz sadece bugünün meselesi değil, çocuklukta şekillenen bir duygusal mirasın devamıdır.
Ödipal Süreç
Aşkın Kökeninde Yasak ve Arzu
Freud (1924/1999), çocuğun gelişiminde kritik bir evre olarak tanımladığı ödipal dönemde, çocuğun karşı cinsten ebeveyne yönelen arzusunu ve aynı cinsten ebeveynle olan rekabetini tanımlar. Bu evre sağlıklı biçimde çözülürse, birey dış dünyadaki nesnelere yönelir ve toplumsal normlara uyum sağlar. Ancak bu süreçte yaşanan çözülmemiş çatışmalar, bireyin gelecekteki aşk ilişkilerinde tekrar sahneye çıkabilir.
Lacan’a (1977/2004) göre ise ödipal süreç yalnızca bir arzu meselesi değil, aynı zamanda bireyin dil ve yasayla karşılaşmasıdır. Babanın yasası olarak tanımladığı “ad” ve “yasak”, çocuğun arzusunu yapılandırır. Bu nedenle yetişkinlikteki aşk seçimleri, yalnızca bir kişiyi seçmek değil; arzunun ilk biçimlendiği sahneye, aile içindeki ilk yasaklara ve yönelimlere yeniden dönmektir.
Yetişkinlikte Aşk Seçimi
Tekrarın Daveti
Psikanalitik kuram, bireyin çocukluk döneminde yaşadığı duygusal dinamikleri, yetişkinlikte tekrar etme eğiliminde olduğunu savunur. Bu döngü, Freud’un “zorunlu tekrar” kavramıyla (Freud, 1920/2001) açıklanır: Birey, çözümlenememiş çatışmaları farklı ilişkilerde yeniden yaşar, bir tür bilinçdışı düzeyde “tamamlanma” arar.
Bu bağlamda aşk ilişkileri, yalnızca karşılıklı sevgi ya da çekimle değil, aynı zamanda çocuklukta özdeşleşilen figürlerin izleriyle kurulur. Bir kadın, kendisini yeterince görmeyen bir babanın ilgisini özleyen küçük kız çocuğu olarak, yetişkinlikte mesafeli ya da duygusal olarak ulaşılmaz partnerlere çekilebilir. Bir erkek ise, ödipal evrede idealleştirdiği anne figürünü arayarak, bakım verme rolünü sürekli üstlenen kadınlara yönelme eğilimi gösterebilir.
Klein (1946/1998), bu süreçte içsel nesne temsillerinin etkisini vurgular. Sevilen kişi yalnızca dışsal bir figür değil, aynı zamanda bireyin iç dünyasında geçmişten taşınan bir temsildir. Aşkın bu yönü, bireyin karşısındakine değil, kendi içindeki imgeye bağlanmasına yol açabilir.
Aşk Seçimi Bir Tesadüf Değil
Psikanalitik perspektif için aşk, çoğu zaman bir “tanıma” değil bir “hatırlama”dır. Yeni biriyle tanışmak, bazen eski bir hikâyenin yeniden yazımı gibidir. Bu noktada “neden hep aynı tür insanlara çekiliyorum?”, “neden ilişkilerim benzer şekilde bitiyor?” gibi sorular yalnızca davranışsal bir döngüye değil, bilinçdışı düzeyde süregelen bir yapıya işaret eder.
Çocuklukta ilk aşk objesi olan ebeveynin rolü, burada temel belirleyicidir. Bu figürle kurulan ilişki yalnızca sevgi değil; aynı zamanda ihtiyaç, hayal kırıklığı, yasak ve idealizasyon barındırır. Dolayısıyla yetişkinlikte partner seçimi, bu ilk nesneyle yaşanan ilişkinin izlerini taşır. Birey, bazen eksik bırakıldığını düşündüğü duyguyu tamamlamaya, bazen de tam olarak o eksikliğe sadık kalmaya çalışır.
Aşk, Geçmişle Bugün Arasında Bir Köprüdür
Sonuç olarak, psikanalitik çerçevede aşk seçimi yalnızca “karar verilen” değil, “yeniden yaşanan” bir deneyimdir. Arzularımız, korkularımız ve ilişkilerdeki tekrarlarımız, büyük ölçüde ilk ilişkilerimizin (özellikle ebeveyn figürleriyle olan bağlarımızın) şekillendirdiği yapılar tarafından belirlenir.
Bu farkındalık, aşkı yalnızca bugünkü ilişkilerde değil, kendi iç dünyamızda da anlamlandırmamıza imkân tanır. Psikanaliz, bu yüzden aşkı yalnızca iki kişi arasında bir bağ olarak değil, geçmişten bugüne uzanan, bilinçdışıyla örülmüş bir anlatı olarak okur.
Ve belki de aşkı anlamak, biraz da kendimizi, geçmişimizi ve onun içimizde bıraktığı yankıları anlamakla başlar.
Psikolog Baran ŞEKER
Esinlenilen Kaynaklar:
- Freud, S. (1920/2001). Beyond the Pleasure Principle. London: Vintage.
- Freud, S. (1924/1999). The Dissolution of the Oedipus Complex. In J. Strachey (Ed.), The Standard Edition of the Complete Psychological Works of Sigmund Freud (Vol. 19). London: Hogarth Press.
- Klein, M. (1946/1998). Notes on Some Schizoid Mechanisms. In M. Klein, Envy and Gratitude and Other Works 1946–1963. London: Vintage.
- Lacan, J. (1977/2004). Écrits: A Selection. (Trans. A. Sheridan). London: Routledge.